Mandala Mandala Söyle Bana




Yoga hayatıma girdiğinden beri kendimi dinlemeyi öğrendiğim kadar başkalarından da neler öğrenebileceğimi çok iyi anladım. Önceden etrafımdakilere pek kulak asmaz, eğer bir hobi  ile uğraştıklarını söylediklerinde içten içe onları küçümserdim. Bana göre ya yeteneğin vardır onu icra edersin, ya da yoktur, hobin olamaz'dı. Kişisel gelişim ise bir zırvalıktı. Tabii bir zamanlar, dedim ya kendimi tanımadığım, dinlemediğim zamanlar, mükemmeliyetçi olduğum zamanlar. 
Sonra değiştim, dönüştüm, o köşeleri olan, mükemmeliyetçi insan yok oldu (Çok şükür). Bu zamanlarda iki arkadaşımdan, belki de onların bile bu kadarından haberi yoktur, çok şey öğrenmişimdir. Yaptığımız iş gezilerindeki koyu sohbetler kişisel gelişim, dönüşüm, kendimi tanıma üzerindeydi, çok da güzeldi (Nesrin ve Özge'ye selam olsun). Onlarla konuşurken boyama kitaplarının insana çok iyi geldiğini duydum. Boyama kitapları artık aklımdaydı, sonra mandala diye bir şey çiziyorlar gibi bir şey duyduğumu anımsıyorum. Bu arada tabii boyama kitaplarına yine bir mesafem vardı (insan hemen sivri köşelerini atamıyor işte) ama onu da Kıymet ile beraber aldığımız boyama kitabı ile yenmiş oldum. Evet bir şey isterseniz aslında herkes size yardım eder, yeter ki dinlemeyi, istemeyi bilin. 
Bir süre boyama kitapları ile oyalandım. Evet güzeldi ama bana bir şey katmadığını, sadece vaktimi geçirdiğimi fark ettim. Sonra duymuştum ya mandala diye bir şey vardı. Onu araştırdım, ve Aslıhan hocamın* Aktif Felsefe Kadıköy'deki dersine katıldım. O iki saatlik dersi bana çok iyi geldi, terapi gibiydi, bir şekilde mandalanın hayatımdan çıkmayacağını anlamıştım. Sonra bu tanışma hocalık eğitimine kadar uzandı.**

Mandaladan sonra hayatım değişti diyemeyeceğim, çünkü benim hayatım, ruhum, "ben", mandaladan önce yoga ile kendimi tanımaya başlayınca değişmeye başladı. Mandala da bu değişimi sürdürmeme yardımcı oluyor.

Ben iyi resim yapabilen biri değilim, zaten mandala çizmek için de iyi çizim - resim yapmak gerekmiyor. Temel amacı anı yaşamak bence, tam olarak o anda olmanın farkındalığını hissetmek, kendini keşfetmek.

Mandala çizerken bazen bitirip sonucu görmek için o kadar acele ediyorum ki çizdiğim mandalayı sevmiyorum. Hayattaki gibi, akışına bırakmadıkça, acele ettikçe yanlış kararlar alabiliyorum.

Bazen sırf yeni bir şekil denemek için çiziyorum, onu da bitirip o şeklin tüme nasıl etki ettiğini görmek istiyorum, çoğu zaman o mandalamı sevemiyorum ama tekrar deneyip o yeni şekille çizdiğim başka mandalamı çok seviyorum. Hayattaki gibi, yeni şeyler deneyince ilkinde tam beklentimi karşılamayabiliyor, ama sonra tekrar yaptığımda çok sevebiliyorum.

Mandala çizerken ne kadar yoğunlaşırsam mandalamı o derece çok seviyorum. Hayattaki gibi, bir işe ne kadar kendimi verirsem hem işi hem sonucunu seviyorum.

Mandala çizerken bir daireyi bitirmeden diğerine geçmemeye çalışıyorum. Hayattaki gibi, bir işi bitirmeden diğerine başlamamaya çalışıyorum. 

Mandala çizerken çoğu zaman rengarenk yapamıyorum, bir kaç temel renk belirliyorum ya da sadece siyah kullanıyorum. Hayattaki gibi, etrafımda çok insan olmasını sevmiyorum, çoğu zaman kendimle kalmayı seviyorum.

Bazen küçücük, bazen kocaman mandalalar çizmek istiyorum. Hayattaki gibi, bazen küçük amaçlarım oluyor, gerçekleştirince mutlu oluyorum; bazen büyük amaçlarım oluyor, ona giden yolda yaşadıklarımı seviyorum. 

Mandala yaşam gibi. Aslında mandala değil, kendinizi çiziyorsunuz.




*Aslıhan Aksun hocama sevgilerimle.

** İzmir'de mandala dersi almak isteyenler : sedefincidemiroglu@gmail.com


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kafamda Yoga Halleri

Hamilelik Notları - 1

Hamilelik Notları - 2 : Hamilelikte Okuduğum Kitaplar